Version:1.0
StartHTML:0000000253
EndHTML:0000018006
StartFragment:0000002508
EndFragment:0000017970
SourceURL:file://localhost/Volumes/BLACK/A_jansetkaravin/yer6haf%C4%B1za/podcast/TUGBA_A_18%20Subat_AGIT%20PROP/YER6HAFIZA%20_AG%C4%B0T%20PROP.doc
Yer6 Hafıza
18 Şubat 2011
Janset Karavin
Zeynep Rojda Güvenç
Burak Yasin Tunçlar
Janset Karavin: Herkese iyi akşamlar, ben Janset Karavin.
Zeynep Rojda
Güvenç: Ben, Zeynep Rojda Güvenç.
Burak Yasin
Tunçlar: Ben, Burak Tunçlar.
Janset Karavin: Bu
akşam Yer6 Hafıza’da konuğumuz yok. Ancak bahsedeceğimiz bir kaç konu var.
Bunlar genel olarak yeraltı kültürü ile ilgili olabileceğini düşündüğümüz ve
üzerine biraz tartıştığımız konular, bu konulardan biriyse agit prop. Bunun
haricinde bahsetmeyi düşündüğümüz başka şeyler de var elbette ancak zamanımızın
yetip yetmeyeceğini bilmiyoruz. Fakat önümüzdeki hafta mutlaka apaçilerden de
bahsetmeyi düşünüyoruz, belki bir giriş yapabiliriz bu programda.
Bu arada apaçiler, deyince Burak gülümsedi
fakat bu günlerde kullanılan anlamı ile pek alakası yok esasında, zaten
maksadımız burada bir parça da olsa alt kültürlerin kullandığı terim ve
deyişler hakkında bilgi vermek ve köken olarak nereden geldiklerini çözümlemeye
çalışmak agit prop ile ilgili bazı kaynaklar var elimde. İsyankâr Yüzyıl isimli
bir ansiklopedi daha doğrusu ansiklopediye benzer bir şey çünkü Meydan
Larousse’un desteği ile çıkartılmış, sanıyorum bu elimdeki ilk baskısı çıkan,
Nisan 2004 sayısı Sel yayınlarından çıkmış. Dizinden size birkaç konu başlığını
geçmek isterim; ‘Larousse’tan farkı ne?’ diyebilirsiniz çünkü: Dada,
Dandicilik, Angela Davis, Guy Debord, Giles Deluze dayanışma, deneysel sinema,
deneysel şiir, derin ekoloji, devrimci faşizm, dil ve devrim, dilekçeler gibi
başlıklar var. Dilekçe kavramının bir ansiklopedide geçmesi enteresan. Tavsiye
ediyorum çünkü konuların sonundaki dizin içi alt açıklamalardan çok ilginç
yerlere ulaşabilirsiniz. Mesela bizim faydalandığımız bölümün alt açıklamaları:
İşçi sınıfı, Ekim 1917 Devrimi, Lenin …, Almanya’da konseyler gibi alt
başlıklar.
Z.R.G.: Bugünkü
birçok sanat akımının da alt yapılarını oluşturan konular bunlar.
J.K.: Mesela
Basquiat ile ilgili bir bölüm vardı ve bunun sokak sanatının alt kültürler ile
fanzinler ve fanzin fikrinin oluşumuyla nasıl bir bağlantı içinde olabileceğini
bu alt başlıkları takip ederek fikir edinme şansı bulabiliyorsun. Elbette geri
kalanı senin araştırmana bağlı sadece tek bir kaynak okuyup vazgeçersen sonuçta
edinebileceğin bilgi kısıtlanıyor. İlk başta agit prop’la ilgili
söyleyebileceğim şey bu terim Lenin devrimi ardından 1917 yılında tam bu devrim
süreci içinde devrimin propagandasını yapmak amacıyla yürütülen bir şey.
Belirli bir dönem bağımsız olarak başlamış olması enteresan, daha sonra Kızıl
Ordu denetiminde yapılmaya başlanıyor ve böylece daha resmi bir kanaldan destek
almış oluyor bu hareket fakat çok kısa süre içerisinde korkunç rakamlara
ulaşıyor bu grupların sayısı. Gruplar içinde yapılan şeyse aslında sanatla
propaganda yapma çabası. Bu grupların içinde çok sayıda sanatçı yer alıyor.
Z.R.G.: Neredeyse
Rusya’daki bütün herkes bu gösterileri izledi.
J.K.: Yüz milyona
ulaştığı söyleniyor, hepsine bir defa ulaşmış olmaları söz konusu bu durumda.
Dilerseniz kaynaktan biraz paylaşayım sizinle: ‘’Agit prop terimi 1917’de
Leninist devrimcilerin düşünce ve eylemlerini ülkelerinin her yerinde etkin
kılma çabalarının sonucu olarak doğmuştur. 1918’den itibaren agit prop
hareketleri ülkenin her yanını sardı. 7 Eylül 1918’da kurulan Rus telgraf ajansı -ki Rusça adı Rossa imiş ve ilerleme anlamına geliyormuş- Cepheye
doğru yol alan ünlü ajitasyon trenleri -ki bunların en
ünlüsü 1920’de yola çıkan Kızıl
Yıldız ajitasyon treni- 28 Ekim 1918’de Kızıl Meydan’da toplanan halkın
duvarlara yazarak çıkardıkları duvar gazetesiyle Pravda’yı yüksek sesle okuması
ki burada Mayakovski’nin ‘Yergiye Açılan Pencereler’ adlı şiirleri ilk defa
yayınlanmış oluyor ve bir sene sonra çok ünlü oluyorlar. Resimler ile süslenen
el ilanlarıyla dağıtılan bu şiirler o günlerde yaşananlara tanıklık edenlerin
izlenimlerini de anlatıyor. Sahneye konmak için son derece uygun olan ve
ilanlar ile herkese ulaşan şiirlerden bugün bütün ajitasyon grupları
etkileniyor. Rossa’nın yerel örgütü tarafından Kasım 1919’da kurulan Devrimci
Yergi Tiyatrosu -Treysad Rusçası- Mayakovsy’nin
şiirlerinden yola çıkarak oyunlar sergiliyor. Komite merkez yürütme kurulunun
askeri kanadının önderliğinde ajitasyon trenleri ve gemileri yola çıkıyor. Tek
tek yola çıkan ve 1918’den 1925’e kadar tüm ülkeyi karış karış gezen bu
trenlerin görevi büyük kentlerin birbirleriyle, cephelerin de uzak taşra
bölgeleri ile iletişim kurmasını sağlamak.
Trenler çarpıcı renklerle boyanmış,
karikatürler ve sloganlarla süslenmişti. -Bu tren
boyama eylemleriyle belki bir bağlantı kurabiliriz sanırım grafitti ile-
Propaganda malzemelerini kullanarak sloganlar hazırlayan ajitasyon önderleri
çeşitli alanlarda uzmanlar, müzisyenler ve oyuncular hummalı bir çalışma
içerisindeydi. Örneğin Lenin 1 adlı trenin on beş vagonu vardı. Vagonlardan
birisi tiyatro, bir başkasıysa sinema vagonuydu; bu tren, 1919’da kuzey ile
doğu cephelerinde yirmi beş ayrı yerde konaklayarak 3600 kilometre yol kat
etti. Uzmanlarsa trenin durduğu her yerde propaganda çalışmalarını yaptılar. 13
Mayıs 1919’da Kızıl Ordu bünyesinde ajitasyon birimleri yani agit ... kurulunca
kitle propagandası alanında çalışanlar kendilerine resmi bir destek bulmuş
oldular. -Yani söylediğim mevzu bu kendiliğinden
başlayan bir hareket, bir çeşit halk hareketi, devrimin halk tarafından kabul
görmesi karşılığı oluşan bir hareket ama daha sonra kızıl ordu içindede bir
birim oluşuyor. Bundan sonra Sovyet siyasi yönetimi kitle propagandasını
denetimi altına almış.- Cephelerdeki birlikler askeri operasyonlar ya da
açlık nedeniyle yer değiştirdiğinde agit prop ile görevli olanlar da onlarla
birlikte gidiyor ve yeni koşullara hemen uyum sağlıyorlardı ancak, 1919’da
Sovyet siyasi yönetimi Pour, 1920’de ise agit prop birininin başkanlığını yapan
Ruben Katanyan’a Merkez Komite son derece zayıf bir destek vermiş. Merkez komitenin
bu tutumu Lenin’in şu sözleri ile de çelişiyormuş: ‘’Kitleleri yeni doğmuş bir
çocuğu eğitir gibi en temel değerlerden başlayarak eğitmek zorundayız ve bunu
da ancak Merkez Komitenin yönetimi ve denetimi altındaki ajitasyon ve
propaganda görevlileri başarabilir.’’’’
Şöyle bir şey var; bu ajitasyon görevlilerin
yaptığı şeyler. Gördüğünüz gibi -demin Lenin 1 treninden bahsederken bir
vagonun yalnızca tiyatro oyuncularına ayrılmış olması durumu gibi- önemli bir
tiyatro etkinliği söz konusu, yaptıkları şeyi etkin tiyatro olarak
adlandırıyorlar zaten ve etkin tiyatro olarak bilinen bu türde amaç, geçmişteki
sahne sanatlarının bütün öğelerini ortadan kaldırmak, yeni bir anlayış
yaratmak, bunu yaparken devrimden önceki sanat geleneğinden de yararlanarak halk
ile iletişim kurulmalı ancak, zaman içerisinde baskıcı güçlere karşı işçi
sınıfının oluşturduğu yeni sanat anlayışına hâkim kılmalı. Yani yapmaya
çalıştıkları şey geçmişten kaynaklanarak yeni bir sanat anlayışı yaratmak ve
oldukça devrimci bir tavır bu da zaten. Şöyle ki, bazı rakamlar veriyor bu
kaynak 1920 yılında sanat etkinliklerinde bulunan 1800 kulüp vardı. 1200
tiyatro ile 911 oyuncu da bu gruplara bağlı olarak çalışmalarını
sürdürüyorlardı. Sovyetler Birliğinde 1927’de toplam sayısı 3500’ü bulan sanat
kulübü, 2 milyon üyesini 75.000 oyuncu topluluğunda çalıştırıyor, bu kulüplerin
sahnelerinde 200.000 etkin üyenin sergilediği gösterileri yılda 100.000.000
kişi izliyor. Yani ulaşılan rakamlar... Düşünülürse eğer ki Sovyet Rusya’sının
o dönemki nüfusu korkunç bir rakam. Yaptıkları şey ise tiyatro oyunları
sergilemek, tabii teknik olarak da demin bahsettiğim gibi şöyle bir durum söz
konusu geçmişe ilişkin teknikleri kullanmakla beraber, yeni bir şey iletmeye
çalışıyorlar. Yani yeni bir işçi sınıfı sanatı oluşturmaya çalışıyorlar.
Bu arada agit prop ile şöyle bir bağlantı daha
kuruyorum ben; Noreplika’da biz Sokak Performansları yapıyoruz. Şu anda genel
itibarı ile pandomim performansları olarak gerçekleşiyor bu. Ama buna zaman
içinde kara tiyatro ve marionette de eklenecek ve Sokak Performansları olarak
eklenecek. Sokak Performanslarını temelde şöyle görüyoruz: Sokak Performansları
aslında bir çeşit agit prop; bu konuyu bu yüzden anlatıyorum.
‘1917 Ekim devriminden bize ne lan!’ diyebilir
insanlar. Agit prop diye bir kavram var ve Noreplika’nın grup olarak Sokak
Performansı yapması aslında bir çeşit eylem ancak, köken olarak neye dayanıyor?
Bir ajitasyon çalışması değil tabii ki, herhangi bir ideolojiyi insanlara
aşılamaya çalışmıyoruz. Bizim yaptığımız şey sokağa sanatı taşımak, böylelikle
yaptığımız şeyin bir çeşit ajitasyon olduğu söylenebilir. Şöyle ki, bu
ajitasyon sanat yolu ile yapılan bir ajitasyon ve insanları biraz içinde
bulundukları durumun yani sistemin kendilerini çevreleyişinin dışına çıkartmaya
çabalamak. Bu, yöntemlerden birisi. Kullanılan disiplinlere bağlı olarak
pandomim olabilir kara tiyatro olabilir sokak performansları olabilir yani
tiyatral performanslar olabilir. Propoganda kısmına gelecek olursak.
Biliyorsunuz; performansların hemen ardından kısa bir propaganda konuşması
yapılıyor. Belki ideolojik bir konuşma olmuyor ancak, insanları sanata karşı
uyarmak için yapılan kısa bir konuşmacık oluyor bu, dolayısıyla da ben, sokak
kültürü ve bizim yaptığımız şeyler açısından agit prop akımı ve tarihte
gerçekleşmiş bu olaylar arasında ciddi bir bağ kuruyorum.
Çenem düştü değil mi?
Z.R.G.: Teşekkür
ediyoruz o zaman.
J.K.: Ama olmadı bu
böyle şimdi. Önümüzdeki hafta şöyle yapalım o zaman…
Z.R.G: Okuma
yapacaktım fakat süremiz yetmedi.
B.Y.T.: Janset’i susturalım!
J.K.: Evet, beni
birisi sustursun! Agit prop ile ilgili birkaç şeyden bahsettikten sonra
apaçilerden bahsedelim; bu tam da Burak’ın bahsetmek istediği konu. Peki,
teşekkür ederiz. İyi akşamlar.
Z.R.G.: İyi
akşamlar.
B.Y.T.: İyi
akşamlar.