Yer6 Hafıza Projesi'ne Destek Vermek İçin...

Posta Çeki Hesabımız: 8830591 PTT Beyoğlu Şubesi

21 Eylül 2011 Çarşamba

18 Şubat Yer6 Hafıza 94.9 Açık Radyo - Açık Dergi



Version:1.0 StartHTML:0000000253 EndHTML:0000018006 StartFragment:0000002508 EndFragment:0000017970 SourceURL:file://localhost/Volumes/BLACK/A_jansetkaravin/yer6haf%C4%B1za/podcast/TUGBA_A_18%20Subat_AGIT%20PROP/YER6HAFIZA%20_AG%C4%B0T%20PROP.doc
Yer6 Hafıza
18 Şubat 2011

Janset Karavin
Zeynep Rojda Güvenç
Burak Yasin Tunçlar


Janset Karavin: Herkese iyi akşamlar, ben Janset Karavin.

Zeynep Rojda Güvenç: Ben, Zeynep Rojda Güvenç.

Burak Yasin Tunçlar: Ben, Burak Tunçlar.

Janset Karavin: Bu akşam Yer6 Hafıza’da konuğumuz yok. Ancak bahsedeceğimiz bir kaç konu var. Bunlar genel olarak yeraltı kültürü ile ilgili olabileceğini düşündüğümüz ve üzerine biraz tartıştığımız konular, bu konulardan biriyse agit prop. Bunun haricinde bahsetmeyi düşündüğümüz başka şeyler de var elbette ancak zamanımızın yetip yetmeyeceğini bilmiyoruz. Fakat önümüzdeki hafta mutlaka apaçilerden de bahsetmeyi düşünüyoruz, belki bir giriş yapabiliriz bu programda.
Bu arada apaçiler, deyince Burak gülümsedi fakat bu günlerde kullanılan anlamı ile pek alakası yok esasında, zaten maksadımız burada bir parça da olsa alt kültürlerin kullandığı terim ve deyişler hakkında bilgi vermek ve köken olarak nereden geldiklerini çözümlemeye çalışmak agit prop ile ilgili bazı kaynaklar var elimde. İsyankâr Yüzyıl isimli bir ansiklopedi daha doğrusu ansiklopediye benzer bir şey çünkü Meydan Larousse’un desteği ile çıkartılmış, sanıyorum bu elimdeki ilk baskısı çıkan, Nisan 2004 sayısı Sel yayınlarından çıkmış. Dizinden size birkaç konu başlığını geçmek isterim; ‘Larousse’tan farkı ne?’ diyebilirsiniz çünkü: Dada, Dandicilik, Angela Davis, Guy Debord, Giles Deluze dayanışma, deneysel sinema, deneysel şiir, derin ekoloji, devrimci faşizm, dil ve devrim, dilekçeler gibi başlıklar var. Dilekçe kavramının bir ansiklopedide geçmesi enteresan. Tavsiye ediyorum çünkü konuların sonundaki dizin içi alt açıklamalardan çok ilginç yerlere ulaşabilirsiniz. Mesela bizim faydalandığımız bölümün alt açıklamaları: İşçi sınıfı, Ekim 1917 Devrimi, Lenin …, Almanya’da konseyler gibi alt başlıklar.

Z.R.G.: Bugünkü birçok sanat akımının da alt yapılarını oluşturan konular bunlar.

J.K.: Mesela Basquiat ile ilgili bir bölüm vardı ve bunun sokak sanatının alt kültürler ile fanzinler ve fanzin fikrinin oluşumuyla nasıl bir bağlantı içinde olabileceğini bu alt başlıkları takip ederek fikir edinme şansı bulabiliyorsun. Elbette geri kalanı senin araştırmana bağlı sadece tek bir kaynak okuyup vazgeçersen sonuçta edinebileceğin bilgi kısıtlanıyor. İlk başta agit prop’la ilgili söyleyebileceğim şey bu terim Lenin devrimi ardından 1917 yılında tam bu devrim süreci içinde devrimin propagandasını yapmak amacıyla yürütülen bir şey. Belirli bir dönem bağımsız olarak başlamış olması enteresan, daha sonra Kızıl Ordu denetiminde yapılmaya başlanıyor ve böylece daha resmi bir kanaldan destek almış oluyor bu hareket fakat çok kısa süre içerisinde korkunç rakamlara ulaşıyor bu grupların sayısı. Gruplar içinde yapılan şeyse aslında sanatla propaganda yapma çabası. Bu grupların içinde çok sayıda sanatçı yer alıyor.

Z.R.G.: Neredeyse Rusya’daki bütün herkes bu gösterileri izledi.

J.K.: Yüz milyona ulaştığı söyleniyor, hepsine bir defa ulaşmış olmaları söz konusu bu durumda. Dilerseniz kaynaktan biraz paylaşayım sizinle: ‘’Agit prop terimi 1917’de Leninist devrimcilerin düşünce ve eylemlerini ülkelerinin her yerinde etkin kılma çabalarının sonucu olarak doğmuştur. 1918’den itibaren agit prop hareketleri ülkenin her yanını sardı. 7 Eylül 1918’da kurulan Rus telgraf ajansı -ki Rusça adı Rossa imiş ve ilerleme anlamına geliyormuş- Cepheye doğru yol alan ünlü ajitasyon trenleri -ki bunların en ünlüsü 1920’de yola çıkan  Kızıl Yıldız ajitasyon treni- 28 Ekim 1918’de Kızıl Meydan’da toplanan halkın duvarlara yazarak çıkardıkları duvar gazetesiyle Pravda’yı yüksek sesle okuması ki burada Mayakovski’nin ‘Yergiye Açılan Pencereler’ adlı şiirleri ilk defa yayınlanmış oluyor ve bir sene sonra çok ünlü oluyorlar. Resimler ile süslenen el ilanlarıyla dağıtılan bu şiirler o günlerde yaşananlara tanıklık edenlerin izlenimlerini de anlatıyor. Sahneye konmak için son derece uygun olan ve ilanlar ile herkese ulaşan şiirlerden bugün bütün ajitasyon grupları etkileniyor. Rossa’nın yerel örgütü tarafından Kasım 1919’da kurulan Devrimci Yergi Tiyatrosu -Treysad Rusçası- Mayakovsy’nin şiirlerinden yola çıkarak oyunlar sergiliyor. Komite merkez yürütme kurulunun askeri kanadının önderliğinde ajitasyon trenleri ve gemileri yola çıkıyor. Tek tek yola çıkan ve 1918’den 1925’e kadar tüm ülkeyi karış karış gezen bu trenlerin görevi büyük kentlerin birbirleriyle, cephelerin de uzak taşra bölgeleri ile iletişim kurmasını sağlamak.
Trenler çarpıcı renklerle boyanmış, karikatürler ve sloganlarla süslenmişti. -Bu tren boyama eylemleriyle belki bir bağlantı kurabiliriz sanırım grafitti ile- Propaganda malzemelerini kullanarak sloganlar hazırlayan ajitasyon önderleri çeşitli alanlarda uzmanlar, müzisyenler ve oyuncular hummalı bir çalışma içerisindeydi. Örneğin Lenin 1 adlı trenin on beş vagonu vardı. Vagonlardan birisi tiyatro, bir başkasıysa sinema vagonuydu; bu tren, 1919’da kuzey ile doğu cephelerinde yirmi beş ayrı yerde konaklayarak 3600 kilometre yol kat etti. Uzmanlarsa trenin durduğu her yerde propaganda çalışmalarını yaptılar. 13 Mayıs 1919’da Kızıl Ordu bünyesinde ajitasyon birimleri yani agit ... kurulunca kitle propagandası alanında çalışanlar kendilerine resmi bir destek bulmuş oldular. -Yani söylediğim mevzu bu kendiliğinden başlayan bir hareket, bir çeşit halk hareketi, devrimin halk tarafından kabul görmesi karşılığı oluşan bir hareket ama daha sonra kızıl ordu içindede bir birim oluşuyor. Bundan sonra Sovyet siyasi yönetimi kitle propagandasını denetimi altına almış.- Cephelerdeki birlikler askeri operasyonlar ya da açlık nedeniyle yer değiştirdiğinde agit prop ile görevli olanlar da onlarla birlikte gidiyor ve yeni koşullara hemen uyum sağlıyorlardı ancak, 1919’da Sovyet siyasi yönetimi Pour, 1920’de ise agit prop birininin başkanlığını yapan Ruben Katanyan’a Merkez Komite son derece zayıf bir destek vermiş. Merkez komitenin bu tutumu Lenin’in şu sözleri ile de çelişiyormuş: ‘’Kitleleri yeni doğmuş bir çocuğu eğitir gibi en temel değerlerden başlayarak eğitmek zorundayız ve bunu da ancak Merkez Komitenin yönetimi ve denetimi altındaki ajitasyon ve propaganda görevlileri başarabilir.’’’’
Şöyle bir şey var; bu ajitasyon görevlilerin yaptığı şeyler. Gördüğünüz gibi -demin Lenin 1 treninden bahsederken bir vagonun yalnızca tiyatro oyuncularına ayrılmış olması durumu gibi- önemli bir tiyatro etkinliği söz konusu, yaptıkları şeyi etkin tiyatro olarak adlandırıyorlar zaten ve etkin tiyatro olarak bilinen bu türde amaç, geçmişteki sahne sanatlarının bütün öğelerini ortadan kaldırmak, yeni bir anlayış yaratmak, bunu yaparken devrimden önceki sanat geleneğinden de yararlanarak halk ile iletişim kurulmalı ancak, zaman içerisinde baskıcı güçlere karşı işçi sınıfının oluşturduğu yeni sanat anlayışına hâkim kılmalı. Yani yapmaya çalıştıkları şey geçmişten kaynaklanarak yeni bir sanat anlayışı yaratmak ve oldukça devrimci bir tavır bu da zaten. Şöyle ki, bazı rakamlar veriyor bu kaynak 1920 yılında sanat etkinliklerinde bulunan 1800 kulüp vardı. 1200 tiyatro ile 911 oyuncu da bu gruplara bağlı olarak çalışmalarını sürdürüyorlardı. Sovyetler Birliğinde 1927’de toplam sayısı 3500’ü bulan sanat kulübü, 2 milyon üyesini 75.000 oyuncu topluluğunda çalıştırıyor, bu kulüplerin sahnelerinde 200.000 etkin üyenin sergilediği gösterileri yılda 100.000.000 kişi izliyor. Yani ulaşılan rakamlar... Düşünülürse eğer ki Sovyet Rusya’sının o dönemki nüfusu korkunç bir rakam. Yaptıkları şey ise tiyatro oyunları sergilemek, tabii teknik olarak da demin bahsettiğim gibi şöyle bir durum söz konusu geçmişe ilişkin teknikleri kullanmakla beraber, yeni bir şey iletmeye çalışıyorlar. Yani yeni bir işçi sınıfı sanatı oluşturmaya çalışıyorlar.
Bu arada agit prop ile şöyle bir bağlantı daha kuruyorum ben; Noreplika’da biz Sokak Performansları yapıyoruz. Şu anda genel itibarı ile pandomim performansları olarak gerçekleşiyor bu. Ama buna zaman içinde kara tiyatro ve marionette de eklenecek ve Sokak Performansları olarak eklenecek. Sokak Performanslarını temelde şöyle görüyoruz: Sokak Performansları aslında bir çeşit agit prop; bu konuyu bu yüzden anlatıyorum.
‘1917 Ekim devriminden bize ne lan!’ diyebilir insanlar. Agit prop diye bir kavram var ve Noreplika’nın grup olarak Sokak Performansı yapması aslında bir çeşit eylem ancak, köken olarak neye dayanıyor? Bir ajitasyon çalışması değil tabii ki, herhangi bir ideolojiyi insanlara aşılamaya çalışmıyoruz. Bizim yaptığımız şey sokağa sanatı taşımak, böylelikle yaptığımız şeyin bir çeşit ajitasyon olduğu söylenebilir. Şöyle ki, bu ajitasyon sanat yolu ile yapılan bir ajitasyon ve insanları biraz içinde bulundukları durumun yani sistemin kendilerini çevreleyişinin dışına çıkartmaya çabalamak. Bu, yöntemlerden birisi. Kullanılan disiplinlere bağlı olarak pandomim olabilir kara tiyatro olabilir sokak performansları olabilir yani tiyatral performanslar olabilir. Propoganda kısmına gelecek olursak. Biliyorsunuz; performansların hemen ardından kısa bir propaganda konuşması yapılıyor. Belki ideolojik bir konuşma olmuyor ancak, insanları sanata karşı uyarmak için yapılan kısa bir konuşmacık oluyor bu, dolayısıyla da ben, sokak kültürü ve bizim yaptığımız şeyler açısından agit prop akımı ve tarihte gerçekleşmiş bu olaylar arasında ciddi bir bağ kuruyorum.
Çenem düştü değil mi?

Z.R.G.: Teşekkür ediyoruz o zaman.

J.K.: Ama olmadı bu böyle şimdi. Önümüzdeki hafta şöyle yapalım o zaman…

Z.R.G: Okuma yapacaktım fakat süremiz yetmedi.

B.Y.T.:  Janset’i susturalım!

J.K.: Evet, beni birisi sustursun! Agit prop ile ilgili birkaç şeyden bahsettikten sonra apaçilerden bahsedelim; bu tam da Burak’ın bahsetmek istediği konu. Peki, teşekkür ederiz. İyi akşamlar.

Z.R.G.: İyi akşamlar.

B.Y.T.: İyi akşamlar.